İnşaat Sektörünün Kanayan Yarası : Verimlilik

Yazan: Ziya Demir

Verimliliği çeşitli şekillerde tarif etmek mümkündür. Ben verimliliği harcanan kaynak ile elde edilen sonuçlar arasındaki ilişkiyi ölçerken kullanmayı tercih ediyorum. Üretim sektörlerinde bir organizasyonun hedeflediği sonuçlara ulaşabilmek için kaynaklarını ne kadar iyi kullandığını belirleyen kriterler arasında verimlilik en öncelikliler arasındadır. Sanayi devrimi sonrası çığır açılan seri üretim teknolojileri, özellikle son 20 yılda sürekli iyileştirme ve geliştirme ile birlikte verimlilikleri artıracak birçok yeni kontrol sistemi kullanmaya başladı. Artan rekabet ile birlikte ön plana çıkmaya çalışan organizasyonlar Lean, Kaizen, 5S, Kanban ve benzeri birçok teknik ile maliyetlerini düşürecek, verimlilikleri artırarak aynı zamanda kaliteyi yükseltecek yeni süreçler tasarlamaya başladılar.

Hemen hemen tüm sektörlerde değişen çağ ile birlikte, global rekabete ayak uydurabilmek için verimlilikler eksponensiyel oranlarla artarken, dünyanın toplam GDP ( Gayrisafi Hasıla)’sinin %13 üne sahip inşaat sektöründe verimlilikler sadece birkaç puan yükselmiştir (Kaynak: “The next normal in construction” McKinsey&Company).

İnşaat sektörünün diğer bir çok sektöre göre çok daha kompleks olması, insana bağımlılığın çok daha yüksek oranlarda olması, dijitalleşmeye geçişin çok daha yavaş olması, standardizasyonun ve seri üretimin; özel müşteri talepleri, coğrafya, iklim, topoğrafya gibi dış etkenlere bağlılık dolayısıyla kısıtlı olması gibi başlıklar verimliliklerdeki geri kalmanın sebepleri arasında sayılabilir.

İnşaat sektörünün oyuncularının globalleşme ile birlikte giderek artan rekabet ortamında ayakta kalabilmek, büyüyebilmek ve sürdürülebilir olmak için değişime ayak uydurup, kalabalığın sıradanlığından sıyrılarak öne çıkmaları gerekiyor.

İnşaat Verimliliğinde bir çok alt kriter olmakla birlikte şu 4 ana başlık genel çerçeveyi çizmektedir:

  1. Maddi değer/Maliyet: Özünde hedef, işi işverenin/mal sahibinin cebinden makul bir bedel çıkarken, müteahhit/yüklenici için de kabul edilebilir bir kar elde ederek tamamlamaktır. İşverenin arzu ettiği ürünün bir bedeli olduğu bilinciyle hareket etmesi, yüklenicinin de bir yandan sunduğu hizmetin karşılığını alırken bir yandan da işvereninin menfaatlerini koruma bilincine sahip olması ilişkinin temelini oluşturmalıdır.
  2. Planlama: Tüm girdilerin olması gerektiği zamanda temin edilebilmesi ve işlerin planlanan zamanda bitirilmesi başarının ölçüsüdür.
  3. Kalite:Spesifikasyonlara, standartlara, yönetmeliklere uyum sağlarken müşteri memnuniyetinin de temin edilmesi gereklidir. Teknik şartları sağlayacak kadar iş yapılması, inşaat sektöründeki yaygın müşteri memnuniyetsizliğinin ana sebeplerinden biridir.
  4. Güvenlik ve Çevre Duyarlığı: Sıfır kaza hedeflenerek buna uygun kurallar koyulması ile özellikle son yıllarda büyük önem arz eden minimum atık üreten, çevreye duyarlı , sürdürülebilirlik endeksi yüksek yapılar üretme çabasıdır.

Yukarıda bahsedilen süreçleri kontrol edebileceğimiz iki ana dönem vardır, tasarım ve yapım aşamaları…

i.Tasarım verimliliği ve tasarımın genel verimliliğe etkisi:

İnşaat sektörünün en önemli sıkıntılarının başında, tasarımcıların sahadaki uygulamalar hakkında pratik tecrübesi olmaması ya da çok az bilgi sahibi olması gelmektedir. Uygulama detayları, malzeme karakteristikleri, malzeme ebatları, malzemelerin menşei ve malzemelerin birbirleri ile ilişkisi gibi çok önemli konularda çok az bilgi sahibi olunması zamanında önüne geçilebilecek basit problemlerin çığ gibi büyüyerek yıkıcı sonuçlara yol açmasına varmaktadır.

Buna ek olarak farklı disiplinler arasındaki iletişimin çok az olması dolayısıyla sağlıklı bir koordinasyon ile üstesinden gelinebilecek birçok sorunun, yapım aşamasında çok ciddi geri dönüşlere ve dolayısıyla büyük vakit ve para kaybına yol açmasına sık rastlanmaktadır. Bununla beraber inşaat sektöründeki devasa zaiyatların önüne geçmek için malzeme ebat ve karakteristiklerine göre bir tasarım yapmak gerekliliği öne çıkmaktadır.

ii.İşçilik verimlilikleri, adam-saat hesapları:

Uluslararası projelerin en önemli bileşenlerinden biri olan adam-saat hesapları ne yazık ki Türkiye’de hep arka plana itilmiştir. Bunun ana sebebi alt-yüklenicilerin büyük çoğunlukla sadece en düşük fiyat kriterlerine göre seçilmesidir. En düşük fiyat karar kriteri olduğunda, firmalar  mümkün olduğunca ucuz işçilik kullanılmaya yöneliyor. Daha az kalifiye personel daha ucuz oluyor, daha ucuz personel daha kalitesiz iş çıkarıyor ve daha az verimli oluyor. Sorunun kaynağı üst sınıf hizmetin bedelini ödemeye hazır işveren azlığı (bilinci) gibi gözükse de aslında sektörün tüm hizmet sağlayıcı paydaşlarının etkisi olan kompleks bir problem ortaya çıkıyor.

Volkan Oktar

Project Director

ENKA İnşaat ve Sanayi A.Ş

https://www.linkedin.com/in/volkanoktar/

İlgili Yazılar

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?